29 Ocak 2015 Perşembe

Locke Lamora'nın Yalanları

Ben buraları çok boşlar oldum. 2 kısacık twit atıp da geçiştiriyorum onca zaman süren emekleri. Tamam, işte oturdum yazacağım bu defa:


Seri Adı: Centilmen Piç
Özgün Adı: The Lies of Locke Lamora (Gentleman Bastard)

Yazar Adı: Scott Lynch
Yayınevi: İthaki Yayınları
Vikitap Puanım: 10/10 (Bu puanı verdiğim kitap sayısı bir elimin parmaklarını geçmiyor.)

Bu kitabı TÜYAP Kitap Fuarı'ndan aldım. İthaki fantastik standına sağlam elemanlar seçiyor. Aslında her şey yayın evinin benim gibi nerdleri besleme merakından (God bless) kaynaklanıyor. İthaki olmasa, ruhum açlıktan ölürdü azizim.

Patrick Rothfuss'tan yediğimiz vurgundan sonra uzunca bir süre seri okumamaya niyetliydim; zira bu adamlar da insan, bunlarınki de vücut. Ne kadar seri üretim yapabilirler, gelemiyor devamı azizim, gelemiyor. Mükemmel adamı bekleyen kız kuruları misali mumyalaşıyoruz. Velhasıl kelam, yine dayanamayıp (Yine Patrick'in goodreads'te yazdıkları sağ olsun) kendimi kucağımda bu kitapla kasada dikilirken buldum. (Zaten "yapmayacağım artık" dediğim şeyleri hemencecik yapmasam ölüveririm mazallah)

Kitap öyle fantastik filan dedim de (evet öyle de) ilk zamanlar bir yanlışlık mı var diye düşünmekten pek alıkoyamadım kendimi. Zira sevgili hırsızlarımızın en extraordinary yetenekleri üstün dolandırıcılık yöntemleri. Kitap ilerledikçe ortaya bağlı büyücüler falan çıkıyor ki içimiz rahatlıyor. 

Okurkenki o zihinde canlandırma işinde ben birazcık Ortaçağ Fransa'sından kareler kullandım. Hatta Koku filminden kareler de diyebiliriz. Kirli, pis kokulu , dağınık ve tekinsiz sokaklar... Zenginler her hikayede hep ihtişamlılar, para konuşuyor azizim. İşte böyle bir ortam; Avrupa o noktadan sonra Rönesans'ı patlatmıştı, böyle sahneleri kaçırmam(kaçıramam).

Locke Lamora, kitabın (serinin) adından anlaşılacağı üzere piç. Ama bizimki piçin önde gideni. Şimdi "ne ayıplı konuşuyor bu kadın böyle" dedirtmemek için birazcık bu piç lafından uzaklaşayım diyorum. Adamımız kendine hırsız yaftası yapıştırmış ( keza üstadı da öyle) ama bana sorarsanız ben onu "über dolandırıcı" olarak tanımlarım. Yaşadıkları "dünyada" çalarak geçinen çeteler, bu çetelerin kendi mıntıkaları var. Fakat her çete Capa'ya kazançlarının bir nevi vergisini veriyor. İşte Camorr böyle bir şehir.

Yazar olarak Lynch çok iyi iş çıkarmış. Lafını sakınmadan kullanan, betimlemesinden geri kalmayan, konusunu boğmadan tatlı tatlı anlatan çok ayarında bir adammış. Bundan mütevellit kendisini Vikitap'ta favori yazarlarıma ekleyeceğimdir. Fakat kendisiyle ilgili şöyle bir yorumum da olacak: Shakespeare'in katil yazar ruhundan büyük bir parçayı kendi ruhunda sindirmiş, ardında ceset bırakmaktan hiiiiç çekinmiyor. E adamda bu kadar tork olunca, hikayenin dinamikleri çatır çatır okuyucuyu eziyor derinden. Kimler geldi, kimler geçti adeta... Ağlatayazdın beni kitapsız Scott! (*swh)

Locke Lamora karakteri; ailesini kaybetmiş olsa da kendi hırsız ailesini ciddice kabullenmiş, aşık olmuş ama bi'şeyler olmuş... Ay anlatmayayım daha-spoiler veririm diye pek korktum- okuyunuz efendim. Lamora fantastik bir romanın içinde gerçek bir karakter (bkz.dolandırıcı insan). Zaten ben önermesem de hem Pat hem de George R.R. Martin öneriyor; hadi beni tanımıyosunuz belki, bu adamlara kulak verilmeli.

Demem o ki: Devamının çevirisi yolda olsa da okuyunuz.(bunun çevirisinde de herhangi bir hata dikkatimi çekmedi ki genelde çeviri hatalarından maksimum rahatsız olup bundan sebep çok söylenen o kadınlardanımdır.), hayır asla pişman olmayacaksınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder