11 Nisan 2011 Pazartesi

Birdy

     Geçtiğimiz ay Tiyatro Günü'nde gördüğüm fakat ancak size yazma fırsatı bulduğum oyun Birdy. Uzun zamandır beyaz kuş kanatlarının dikenli tellerle çevrilmiş afişine bakakalıp gitme fırsatı bulamamaktan yakınırken arkadaşımın beni davet etmesiyle zevkten dört köşe olup Cevahir I. Salona yine son dakikasında ulaşarak yerime kuruldum. O kadar yorulmuştum ki arkadaşımın Basın forsunu kullanmasına fırsat tanımadan oturdum ve sonrasında hiç kıpırdamadım (= (Beni cezbeden afişi bulup koyamadım, eseflerimle bildirmek durumundayım)
     Oyundan önce gün özel olduğundan Ali Poyrazoğlu'nun "Tiyatro" hakkındaki bir yazısını okuyor bize oyundaki hademe, "Biz olmadan burda bir gösteri olmaz ama siz olmazsanız biz de olamayız" temalı yazı bittikten sonra oyun başlıyor. "Dünya üzerinde savaş olmayan sadece 11 gün var" cümlesini duyduysanız, doğru salondasınız.
     Düşünebildiğimiz için uygarlık denen bu kafesi inşa ettik, şimdi bu kafesten kurtulmak için düşünmek zorundayız.
     II. Dünya Savaşı sonrası İngiltere'sindeyiz. Sahne tasarımı bir savaş karşıtı oyun için mükemmel derecede soğuk, söz konusu mekan bir askeri akıl hastanesi olunca cuk oturmuş diyebilirim. Tasarım iki katlı; üst katta Birdy ve çocukluk arkadaşı Alfonzo'nun ilk gençlik yıllarındaki anılarına tanık oluyoruz, alt katında ise bugünlerindeki dramlarına. Birdy eskiden beri kuşlara meraklı bir insan ve savaş sonrası travma zamanında kendi özgürlüğünü bir kuş olarak bulmuş, psikolojik olarak insan olduğunu unutmuş... Arkadaşı ise onu bu durumdan kurtarmak, mental dengesini geri kazandırmak için akıl hastanesine gelmiş; anılarını hatırlayıp(hatırlatıp) o eski günlerdeki gibi yine mutlu olmak istiyor ama kendisi de savaşta fiziksel yaralar almış, çenesi kırık ve yüzü gözü sargı içinde. Savaşın onu yaşayanlardan neler götürdüğünü görmek için yazılmış ve layıkıyla oynanmış bir oyun olmuş.
     Oyunculuklar mükemmel, hele ki bir kuş rolü yapan Hakan Yufkacıgil benim de psikolojimi bozmayı başardı; neredeyse ikinci perdenin sonuna kadar boş bakıp öylece çömelmiş olarak dururken tam bir kuştu. Can Yılmaz ise sargılardan yüzü gözü gözükmeyip mimiklerini tam manasıyla verememesine  rağmen cesaretiyle içimize işledi. Genç Birdy rolüyle birçok insanı hakkında konuşturan genç yeteneğin adı ise: Onur Demircan.
     1984 yapımı aynı isimli filmi izlememiş biri olarak ben oyunu çok sevdim, hele ki Birdy ve Al ikilisinin sahip olduğu türden bir arkadaşlığım olmadığından ya da şöyle söyleyeyim: onlar kadar gençken böyle bir arkadaşım olmayıp hiç o kadar eski dostum olmadığından ayrı bir etkilendim. Görmenizi şiddetle tavsiye ederim.


1 yorum:

  1. Sargılardan yüzü gözü görünmeyen oyuncu, Çavuş Al'ı oynayan "Can Yılmaz".. Üst tarafta Genç Al'ı oynayan oyuncu "Kerim Altınbaşak" o da zaten "Altunbaşak" değil, "Altınbaşak.. Küçük bir düzeltme, onun dışında güzel yazı olmuş eline sağlık :)

    YanıtlaSil