20 Nisan 2011 Çarşamba

Pir Sultan Abdal

     Galasında görme fırsatı bulduğum oyundan ne beklemem gerektiğini bilmiyordum. Lisedeki Tarih derslerinde bir asi olduğu öğretilmişti sadece; "Devletlümüz"e karşı geldiği...
     Sahnede bir koyun postu var, üzerinde ise bir gül... Dekor çok sade, U şeklinde dizayn edilmiş merdivenler var; renk ise haki. Kendinizi bir bozkırda hissedebilirsiniz. 
     Oyun o postun etrafında bir dansla başlıyor, kostümlerin rengi dekorla bütünleşirken hareketliliği ise dansın göz doldurmasını sağlıyor. Dans biterken ise postu sırtlayıp üzerindeki gülün altını çiziyorlar. 
     Derken sahne kararıyor ve saz eşliğinde türkü dinlemeye başlıyoruz. Bir sahne bir türkü diye devam ediyor oyun. Normalde halk müziğini özellikle dinleyen bir insan değilimdir fakat gerçekten türküleri söyleyenin sesi öyle spesifik ki doyamıyorum. Bir de söz konusu Pir Sultan Abdal olunca onun sözlerine ve güfteleşmiş şiirlerine doyuyoruz.
      Ben Trakya'da Hanefi bir ailenin çocuğu olarak büyüdüm, dolayısıyla Alevi tanıdıklarımız pek yoktu; adetlerini, ritüellerini pek bilmediğim  gibi öğrenebileceğim bir ortama da giremedim. Fakat oyunda bir Cem Ayini'ne tanık oluyoruz ki beni gerçekten mest etmeyi başarıyorlar. 
     Galaların geneli alkış kıyamet olur, seyirci oyuncular selam vermeye başladıktan sonra ayağa fırlar ama bu oyundaki alkışlar ayrı bir canlıydı. İnsanların yüzlerindeki tatminkar bakışları kelimelere dökemiyorum. Ben dahil birçok seyircide gördüğüm ya da duyduğum şey ise şuydu: Ben Pir Sultan Abdal'ı tanımıyormuşum. Kanuni zamanını sadece "Muhteşem Yüzyıl"la tanımaya çalışanlardansanız mutlaka gidiniz, zira göreceksiniz ki Hürrem Sultan Şehzade Mustafa'nın kellesiyle uğraşırken halk Fransız İhtilal'i öncesi Fransa'sını yaşamaktaymış. 
      Uzun lafın kısası, oyun türkülerle taçlandırılmış insana bir şeyler katmayı başaran 140 dakika-2 perdelik bir oyundu. Doyabildiğimi ise asla söylemem.   



Pir Sultan Abdalım can göye almaz
Haktan emir olmasa rahmet yağmaz.
Şu ellerin taşı bana hiç değmez
İlle de dostun bir tek gülü yaralar beni




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder